Atatürk'ün ismi
Atatürk'ün ismi Kemal Kara'nın "Liseler İçin Türkiye Cumhuriyeti İnkılâp Tarihi ve Atatürkçülük" kitabının 88. sayfasında "Soyadı Kanunu'nun Kabulü" başlıklı konusunda, Atatürk'ün hüviyet cüzdanına da yer verilmiştir. Burada Atatürk'ün adı 'Kamâl' olarak yazılıdır ve Mustafa adı geçmemektedir. Sözü edilen Atatürk'e ait eski tip bu nüfus cüzdanını bazan internette görüp dikkatle baktığımızda isim bölümünde Kemal değil, ikinci a'sında inceltme işareti bulunan Kamâl yazdığını görürüz. Üstelik birinci adı olan Mustafa isminin de yer almadığını görürüz. Peki bunu sebebi nedir dersiniz. Şimdi önce bu nüfus cüzdanını inceleyelim. Resme dikkatli bakın. Atatürkün ikinci ve en son kimlik cüzdanı.993 815 seri numaralı Atatürk Nüfus Cüzdanı.
Siyah süet kaplı, üst kapağında yapıştırılmış dikdörtgen madeni parçadan üstüne "TC Nüfus Hüviyet Cüzdanı" yazılıdır. Arka kapakta ay yıldız vardır. Nüfus Cüzdanı Atatürk'e Ankara Nüfus Müdürlüğü'nce verilmiştir. Atatürk ile ilgili bilgiler yeni harflerle yazılıdır. 993.815/b numaralıdır. İç sayfada Atatürk'ün papyon kravatlı fotoğrafı vardır. Bu konuda birçok yorum yapılmıştır. Bu yorumlardan bazıları şöyle; 1- Güneş Dil Teorisi'ne göre Kemal okunamaz, Kamâl şeklinde okunur. Adı, Kamâl diye okunduğu için nüfus cüzdanında da Kamâl olarak yazılıdır. 2-Atatürk'e Kemal adını öğretmeni verdiyse bile, ailesinin verdiği Mustafa adı nüfus cüzdanında yok. Atatürk, Mustafa adını, Arapça kökenli olduğu ve Türk dilini arılaştırmak istediği için nüfus cüzdanından çıkartmıştır. 3-Kemal adı 'Kemale ermekten" gelir ve arapçadır. Atatürk gibi büyük bir lider yaşarken kemale erecek değildir üstelik Türk dilinin önderi arapça bir isim taşımamalıdır. Bu nedenle ismini kamuya mal olan 'Kamâl' olarak değiştirdiği iddia edilir. Soyadı Atatürk, Türk'ün atası; Kamâl da, kamuya mal olmak demektir. Buna göre kendisini, kamuya mal olan Türk'ün atası olarak adlandırdığı ve bu sebeple Mustafa adını sildiği ileri sürülmektedir. Peki bu konuda tarih uzmanları ne diyor. Prof.Dr. Bahaeddin Yediyıldız(H.Ü Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Başkanı) Atatürk'ün, Türkçe'deki ses uyumuna uydurmak için adını Kamâl olarak kullandığını, fakat sonradan bundan vazgeçtiğini söyledi. Yeniyıldız, Atatürk'ün bir dönem Güneş Dil Teorisi'ni ortaya attığını belirterek şöyle dedi: "Atatürk'ün dil devriminde, önce bir tasfiyecilik hareketi yaşanmıştır. Fakat bu hareketin dili çıkmaza soktuğunu gören Atatürk, Güneş Dil Teorisi'ni ortaya atmıştır. Bu teori, bütün dillerin Türkçe'den çıktığını iddia eder. Türkçe'deki yabancı kökenli kelimelerin aslında Türkçe olduğunu iddia etme ve böylece bunları koruma amacını taşımaktadır. İşte bu çalışmalar sırasında bir ara Atatürk, adını Türkçe'deki ses uyumuna uydurmak için Kamâl olarak kullanmıştır. Fakat sonradan vazgeçmiştir." Prof. Dr. Ramazan Şeşen( Mimar Sinan Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Başkanı ) Atatürk'ün bir dönem Kamâl adını kullandığı iddialarını doğrulayan Şeşen, 1932'den sonraki sadeleştirme cereyanının etkisiyle bir ara arı Türkçe ifadeler kullanılmaya başlandığını; Atatürk'ün buna uygun olarak Kemal ismini Kamâl (kale) olarak değiştirdiğini ifade etti. Şeşen, "İsveç Kralı'nın ziyareti münasebetiyle yaptığı konuşma buna örnektir. Atatürk buna uygun olarak adındaki 'Kemal' ismini 'Kamâl' (kale) olarak değiştirmiştir. Kısa bir zaman sonra bu işin yanlışlığının farkına vararak konuşmalarında yeniden halkın kullandığı Türkçe'yi kullanmaya ve adını tekrar Kemal olarak yazmaya devam etmiştir." Prof. Dr. Mevlüt Çelebi(Celal Bayar Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü ) Kemal/Kamâl ayırımının Atatürk'ün dil devrimi çalışmaları çerçevesinde yapılan bir değişiklik olduğunu belirterek, "Atatürk 'ülkesini, yüksek istiklâlini korumasını bilen Türk milleti, dilini de yabancı dillerin boyunduruğundan kurtarmalıdır' düşüncesiyle yola çıkarak, dil alanında da önemli yenilikler yapmıştır." diye konuştu. Güneş Dil Teorisi üzerinde duran Çelebi, bu teorinin iki temel hedefi bulunduğunu belirterek bu hedeflerden birinin Türkçe'nin geçmişinin ortaya çıkarılması; diğerinin ise Arapça, Farsça ve daha sonra da Fransızca'nın etkisinde kalmış olan Türkçe'nin sadeleştirilmesi olduğunu söyledi. "Dil devriminde Türk kültürünün önemli kaynakları olan Divan-ı Lugatit Türk ve Kutadgu Bilig gibi eserlerdeki Türkçe kelimelerden faydalanılmıştır. Bunlardaki Türkçe kelimelerin, atılacak yabancı kelimeler yerine kullanılmasına öncelik verilmiştir." diyen Çelebi, şöyle devam etti: "1932-1937 arasında yoğun olarak yapılan, Türkçe'nin devlet eliyle sadeleştirilmesi çalışmalarında, Atatürk'ün Kemal olan ismi de Türkçeleştirilmek niyetiyle Kamâl olarak değiştirilmiştir. Gerçekten de dönemin bazı gazeteleri Kemal yerine Kamâl'ı kullanmayı tercih etmiştir. 1932-1935 arasında yayımlanmış bazı kitaplarda da Kamâl'ı görmek mümkündür. Ancak bu uygulama kısa sürmüştür." Prof. Dr. Mete Tuncay( Bilgi Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi) 1978 yılında 'Toplum ve Bilim' dergisindeki 'Atatürk'e Nasıl Bakmak' adlı makalesinde şöyle diyor: "Atatürk özel bir yasayla bu soyadını alıncaya değin Cumhuriyet'in tek gazisi olarak 'Gazi M. Kemal' diye imza attı. 'Kemal' ikinci adını, askerî okuldayken bir öğretmeni takmıştı. Soyadını aldıktan sonra, Atatürk 'Mustafa'yı bıraktı. Kemal'i ilk adı olarak kullandı. Daha sonra Dil Devrimi'nde bunu da değiştirdi. Anadolu Ajansı'nın 4 Şubat 1935 tarihli bir bülteninde şu açıklama vardır: "İstihbaratımıza nazaran, Atatürk'ün taşıdığı Kamâl adı Arapça bir kelime olmadığı gibi Arapça Kemâl kelimesinin delâlet ettiği mânâda da değildir. Atatürk'ün muhafaza edilen özadı, Türkçe 'ordu ve kale' mânâsında olan Kamâl'dır. Son 'â' üstündeki tahfif işareti 'l'i yumuşattığı için, telâffuz hemen hemen Arapça telâffuz 'Kemâl' telâffuzuna yaklaşır. Güneş Dil Teorisi'yle belki yine 'Kemal'e dönüştürülmüştür; ama onu saptayamadım." Ve "eğitim şart" sözü gibi çok kullanılan"nüfus memurunun hatası" sözüyle iddiasını açıklayan İstanbul Üniversitesi Türkiye Cumhuriyeti Tarihi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Saray'ın araştırması: "Atatürk'ün adının Kamâl şeklinde yazılması, nüfus memurunun hatasıdır." diyerek sözlerini şöyle sürdürdü: "Dilde devrim olmaz; dilde sadeleştirme olacaktır. Atatürk, dil devriminde yanlış bir adım attı. Dil sadeleşsin diye yeni kelimelerle dil devrimini başlattı. Konuşmalarında yeni kelimeleri kullandı. Halk bunu yeni bir dil zannedince Atatürk bundan vazgeçti. Daha sonra Güneş Dil Teorisi çıktı. Yani her yeni kelimenin Türkçe kökenli olduğu ispat edilmeye çalışıldı. Dil devrimini kademe kademe yapmalıydık. Dili halk yaşatır. Dil tabiî seyrinde kendi rayına oturmalı." (Bence konuya en aykırı olan iddia bu. Çünkü nüfus memuru yanlış bile yazsa Atatürk gibi bir liderin ismi nüfus memurunun yaptığı yanlışlıkla kalacak değlldi elbette. Böyle bir hata o asla kabul edilmezdi ve yanlışlık anında düzeltilirdi. Bu pek mantıklı değil) Soyadı kanununa kadar Kemal ismi bu kanundan sonra ise Kamâl ismi kullanılmıştır. 4 Şubat 1935 günkü Anadolu Ajansı bülteninde şu açıklama vardır: "İstihbaratımıza nazaran Atatürk'ün taşıdığı Kamâl adı Arapça bir kelime olmadığı gibi Arapça Kemal kelimesinin delalet ettiği mana da değildir. Atatürk'ün muhafaza edilen öz adı, Türkçe ordu ve kale manasına gelen Kamâl'dir." Bununla ilgili olarak, 5 Şubat 1935 tarihli Ulus Gazetesi’nde yer alan bir haberde, “ Atatürk’ün Kemal isminin Arapça olmadığı, Türkçe ordu ve kale manâsına gelen Kamâl olduğu” belirtilmiştir. |